17 Eylül 2012 Pazartesi

Philips Ekmek yapma makinesi

Bu sabah güne Akdeniz ekmeği ile başladım. İlk yaptığım ekmek ve sonuç çok güzeldi. Ekmek yapma makinamın kullanımıda çok kolay.4 saatlik 1. programda orta kıtırlıkta 1000 gr lık ekmek pişirdim.

Tarif Philips in kitabından.
350 ml süt
2 tbsp (ölçeğin büyük tarafı) yağ
1,5 tsp (küçük taraf ile) tuz
2 tbsp şeker
560 gr beyaz un
1 tsp kuru maya
20 gr güneşte kurutulmuş yağsız domates kurusu.
2 tsp biberiye



16 Eylül 2012 Pazar

Philips HD 9020 Ekmek Yapma Makinesi

Ekmek yapma makinesi almayı uzun süredir istiyordum ama bir türlü karar verememiştim. aslında gönlüm Kenwood dan yanaydı ama onunda Türkiye  de servisinin olmaması ve almak istediğim modelden Türkiye de olmaması nedeniyle vazgeçtim. Moulinex ile ilgili yabancı sitelerde okuduğum negatif yazılar nedeniyle önyargılıydım o yüzden alasım gelmedi. Philips in içinde baget ekmeği ve poğaça pişirilebilen siyah modeline karar verdim ama mağazalarda sadece teşhir ürünleri vardı sadece. Yenisinin gelmeyeceğini eski bir model olduğunu söylediler. Halbuki ben daha yeni görmüştüm. Teşhir ürünlerinin üzerleride çok çizilmişti. Ben bile o kadar eskitemem. Sırf istediğim Philips modelini alabilmek için yağmur altında birbirine uzak 4 mağaza gezdik. En son gittiğimiz mağazada bulamayacağımdan emin olunca görevli bayanında tavsiyesiyle Philipsin bu modelini aldım. Kullanımı çok kolay görünüyor eve gelir gelmez çözdüm. Bakalım neler pişireceğim bu güzelim makineyle :)
05 şubat 2013
Ekmek yapma makinemden çok memnunum. Günlük ekmeğimizi bu makineyle yapıyorum. Bütün hamur yoğurma işlemlerinide bu makineyle yapıyorum. Yani kek,poğaça,kurabiye gibi. Bugün birde buttercream yapmayı denedim ve oldu. Daha önce mikserle denemiş yapamamıştım. Makinada gayet güzel oldu. Bana göre tek olumsuz tarafı içinde ışığıda olsa süper olurmuş. İçini görmek zor oluyor.

 Yağmurlu bir pazar gününde güzel bir sabah kahvaltısının ardından makinemi deneyeyim dedim. Tabi benim gibi tatlı düşkünü bir anne ilk denemesini kek ile yaptı :)
Tarifi yoğun araştırmalarım sonucunda forumalev.net sitesinden aldım.
Tarif

Pratik Kek


Malzemeler:

* 3 adet yumurta
* 1 kap şeker   benim kabım 300 ml
* ½ kap sıvı yağ
* 1 paket vanilya
* 1 küçük kaşık limon suyu ölçek kaşığın küçük tarafı kadar
* 1 + ½ kap un
* 1 paket kabartma tozu


Ben çok şekerli sevmem şekeri bana fazla geldi ama eşim ve oğlum beğendi.



Yapılışı:
 Yumurta, şeker, sıvıyağ, vanilya ve limon suyunu bir kaba koyup karıştırın Un ve kabartma tozunu ilave edip tekrar karıştırın
3 Karışan malzemeyi ekmek kalıbının içine dökün
4 Kalıbı makineye yerleştirin ve kek programını seçin
5 Pişme işlemi bittikten sonra pişen keki 10 dakika kalıpta bekletin, sonra makinenin başlatma/durdurma tuşuna 1-2 sn basılı tutarak kapatın ve keki kalıptan çıkarın, soğumasını bekleyin Soğuduktan sonra dilimleyerek servise hazır hale getirin




                                       Kazanı ilk önce bu şekilde koyup çevirerek oturtuyoruz.

 Sadece pişir butonunu seçerek pişiridim. 10 dk sürüyor. Her 10 dk da tekrar seçmem gerekti. Tam emin değilim ama 5 defa yinelediysem 50 dk da pişti. Kekin rengi böyle olana kadar pişirmeye devam. Ben birde bıçakla pişip pişmediğini kontrol ettim.
 Pişer pişmez tahta spatulayla kenarlarından geçip,tepsinin üzerine çıkardım. Aslında biraz soğumasını beklemekte fayda var ama ben sabırsızım galiba :)



Sonuç bence harikaydı severek yedik.Resimleri makinadan çıkar çıkmaz çektim hala çok sıcakken...
5 yaşındaki oğlum yedikten sonra Anneme aşkım olunca aşkımada bu kekten yap olur mu dedi :)) Müstakbel gelin Hanım için tarifimi saklayayım bari ;)

14 Eylül 2012 Cuma

İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler. Halbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine  yaparlar ama farkında olmuyorlar. Enam-123
Başkasının maddi ve manevi hakkı kutsaldır ve can kadar azizdir. Başkasının küçük hakkını önemsemeyen, kendisine yapılacak tecavüzde savunmasız kalacaktır.
Muhammed Bozdağ

Ahlak yolculuğumuzun temeli, dünyada misafir olduğumuzun farkına varmaktır. Doğruluğa adanmalıyız; çünkü bir gün tüm yaptıklarımızla yüzleşeceğiz.
Muhammed Bozdağ

Gösteriş, kıskançlıkları üzerimize çeker ve kıskançlığın ürettiği nazar etkisi altında boğulur gideriz.
Muhammed Bozdağ

13 Eylül 2012 Perşembe

Onu Bunu Beğenmez Olduk; Kendimizi de Beğenmesek

Dr. Mehmet Ağırman
Olmayacaktı hani hiçbir şeyimiz. Ki zaten hiçbir şey bize ait değildi hani. Dünya yanacaktı ve içinde bir kalbur samanımız olmayacaktı. Çer çöp biriktirme peşinde olmayacak, tamah etmeyecektik fazlasına. Yükümüz hafif, kalbimiz ferah, ayağımız seri, kolumuz kavi, yolumuzdan emin olacaktık. Çocukluk ve gençlik hafifliğini devam ettirecektik hayatımızın geri kalanında. Hadi deyince yola koyulabilecek, tamam denilince aklımızı kurcalayacak bir şeyler bulamayacaktık.
Saymayacak, hesap tutmayacak, biriktirmeyecektik. Bereketini kaçırmayacaktık elimizdekilerin. Zengine keşki diye iç çekmeyecek, Karun’un hazinelerini görüp de imrenenlerin hikayesinden her gün ibretler alacaktık. Olduğunda paylaşıp şükredecek, olmadığında sabredip af dileyecektik. Çokluk geçince elimize üzülecek, yanlış ne yaptık diye dövünecektik.
Yarışmayacak, kıskanmayacaktık. Mal toplamayacak, onu sayıp durmayacak, malın bizi ebedileştirdiğini sanmayacaktık1. Yiyemeyeceğimiz malları biriktirmeyecek, oturamayacağımız binaları dikmeyecektik. Kanaatkar olacaktık. Yediklerimizin ve giydiklerimizin helalinden olmasına itina gösterecek, yavrularımıza haram karışmış bir lokmayı çiğnetmeyecektik.
Tüketmeyecek, tüketmeyecek, tüketmeyecektik. İsraf etmeyecek, her gördüğümüzden istemeyecektik. Canımızın çektiği her çikolatayı yemeyecek, üzerimize yakışan her elbiseyi giymeyecektik. Helalin de sınırını bilecektik. Bunu cimrilikten değil, izzetten ve Resül’e benzemek için yapacaktık. İmkanımız olduğu halde vazgeçecektik. Allah için vazgeçecektik. Asıllarını görmek için es geçecektik hepsini.
İnfak edecektik. Atacaklarımızdan, eskittiklerimizden, yemediklerimizden değil en sevdiğimizden başlayacaktık vermeye. Verdiğimizi hissedecektik, biraz dokunacaktı. Can yanacaktı, nefis korkacaktı ama kalp sevinecekti. En yakınımızdan başlayacaktık vermeye, dalga dalga. Sol elin haberi olmayacak, şahid olan göz unutacaktı olanı biteni. Veremediğimizde de üzülecektik ve ecrini taleb edecektik Rahman’dan.
Sofradaki çeşit çeşit tabaklar uykularımızı kaçıracaktı. Rahat döşekler batacaktı, aklımızın her tarafına diken gibi. Olmayanlar gelecekti aklımıza, boğazımız düğümlenecek, lokma aşağıya inmeyecekti. Kisra’nın, Kayser’in süslü tahtlarının, Haman'ın gösterişli kulelerinin, Ebrehe'nin cazibedar fillerinin kendilerini helaktan kurtaramadığını bilecektik. Doymayı bilecek, acıkmayı dileyecektik.
'Kurutulmuş et yiyen bir kadının oğlu'nun ümmeti olarak yetinmeyi bilecek, kibirlenmeyecek, fazlasına göz dikmeyecektik. Yetindikçe arttığının, bu dünyada sadece gölgelerle uğraştığımızın farkına varacaktık. Söylenmeyecek, şikayet etmeyecek, hiç bir nimeti beğenmemezlik etmeyecektik. Nimetin ziyadeleşmesi için şükredecek, isteyene en güzel kısmından verecek, bazen istenmeden verecektik.
Bir vadi dolusu altın istemeyecek; bunun sonunun gelmeyeceğinin idrakinde olacaktık. Salebe'yi hatırlayacak, 'Ne ticaretin ne de alış verişin Allah'ı zikretmekten, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoyamayacağı' kimseleri örnek alıp, kalplerin ve gözlerin allak bullak olacağı bir günden korkacaktık2.
Velhasılı kelam: Bir avuç toprağın doyuracağı bedene fazlasını sunmayacaktık... (fazlasını da haketmiyor zaten).
Dr. Mehmet Ağırman
-------------------------------
1: Humeze, 1-3
2: Nur, 37
http://www.mbirgin.com dan alıntıdır. Çok beğendim sizlerlede paylaşmak istedim...