6 Temmuz 2013 Cumartesi

Sıbistan-Niş- Kelle Kulesi-Skull Tower

Niş 1385 de Türk egemenliğine girmiştir.
Detaylı tarihi ve coğrafi bilgi için tık tık


Niş te gezilecek yerler
-Bali Bey Camii
-Osmanlı döneminde yapılan hamam
-Hasan Bey camii   
-NATO'nun 7 ve 12 Mayıs 1999'da Niş'te 36 misket bombası attığı bildiriliyor. 28 Haziran 2000'de (Vidovdan), Niş'te Hollanda ve ABD savaş uçaklarıyla düzenlenen saldırısında hayatını kaybeden 134 kişi anısına bir anıt inşa edilmiştir.
Biz aynı gün içerisinde Hem Niş hemde Belgrad'ı gezip Budapeşte'de gecelemeyi planladığımızdan not aldığım her yeri gezemedik maalesef. En çok görmek istediğim yer Kelle Kulesi idi. Gidip görmek de fayda var.  Aşağıya derinsular.com dan aldığım bilgileri yazdım. Gitmeden birçok yabancı siteden de bu kule ile ilgili yazıları okumuştum. Orada da rehber anlatmak istedi ancak çok kalabalıktı ve zamanımızda olmadığı için birde ondan dinlemedim. Özet olarak
 Niş yakınlarında bulunan 19. yüzyıldaki Sırp isyancıların kesilmiş başlarından oluşan 952 kafatasından inşa edilmiş bir kule. Kule, Osmanlıdan ayrılmak isteyen Sırplara ibret vermek için yaptırılmış daha sonra anıta çevrilmiştir. Kule açık alanda bırakıldığı için zamanla kafatasları ya yok olmuş ya da sahipleri tarafından alınarak gömülmüş. Bu yüzden bu kulede şu an 50 kadar kafatası mevcut.


Kelle Kulesi

İsyancıların liderinin heykeli Kulenin bahçesinde...
Osmanlı Sırplarının bağımsızlık mücadelesi 1804 yılında başlar. Bu sürecin beşinci yılında yaşanan Çegar Savaşı, Sırp tarihinde büyük bir sembolik öneme sahiptir. Çegar Savaşı’nda, takriben üç bin Sırp savaşçı, kendilerinden çok daha güçlü olan Osmanlı ordusuna bir buçuk ay boyunca direnir. Ancak bu bir buçuk aylık direnişin sonrasında, Osmanlı askerleri Sırpların en öndeki siperlerini ele geçirmeye başlarlar. Savaşın kaybedileceği belli olmuştur. Bu noktada, Sırp komutan Stevan Sindzeliç, saldırıda bulunan Osmanlı askerlerini öldürme ve böylelikle cephenin gerisindekilere kaçmaları için zaman tanıma amacıyla kendi cephaneliğini havaya uçurarak bir grup askeriyle birlikte orada ölür. Savaşın ardından, Osmanlı ordusunun kumandanı Hurşid Paşa, ölen Sırpların kellelerinin toplanmasını emreder. Toplamda 952 kelle toplanır. Bu kellelerin kafa derileri yüzülür, içleri doldurulur ve İstanbul’a, Padişah II. Mahmud’a gönderilir.Geriye kalan kafatasları ile de bir kule inşa edilir. Dört yanında 14 sıra kafatasları dizili olan üç metre yüksekliğindeki bu kulenin inşası ile amaçlanan, Osmanlı iktidarına karşı gelenlerinin sonunun ne olacağını bölge halkına göstermek suretiyle, bağımsızlık talebinde bulunan Sırplara gözdağı vermektir.
Milliyetçilik, yıllar içinde, Kelle Kulesi’ni bir uğrak yeri haline getirir. Öğrenciler, okul gezilerinde, kuleyi ziyarete götürülür. İlgili bağımsızlık mücadelesi, kafatası imgeleri eşliğinde yeniden inşa edilerek nesillerin zihinlerine kazınır.
Aradan yıllar geçer. 1990′larda ülke yeniden karıştığında, acı içindeki Bosnalı bir Sırp annenin, mezarından çıkarılan oğlunun kafatasını elinde tuttuğu bir sahneye şahit olan Sırp kitleler, ilgili formasyona sahip olmayanların anlamakta zorlanacakları bir dehşet yaşarlar. Zihinlerde “Bir daha asla!” nidaları yankılanır. Ve kendilerine kötülük yapılanlar, bu sefer başkalarına kötülük yapmaya başlarlar.(Detaylar için bkz.: Judah, Tim. 2000. The Serbs: History, Myth and the Destruction of Yugoslavia. Yale University Press.)


Camekanla korunuyorlar.
Biz oradayken otobüslerle öğrencileri bu kuleyi ziyarete getirmişlerdi. Zihinlerine düşman olarak kazınıyoruz maalesef...


İlk önce kulenin yakınındaki bu döviz bürolarından paranızı bozdurmanız gerek.

Zengin mi oldum ne...
Açıkta bir kule bekliyordum giderken ama karşıdaki şapel in içinde korunuyor kule.







İhtilalcilerin lideri Stevan Sİndzeliç'in kafatası




1 yorum:

büro mobilyaları dedi ki...

Güzel bir paylaşım olmuş.Teşekkürler.